Rahim Ağzında Yara, Servikal Erozyon Ve HPV Virüsü
Rahim ağzında yara veya kronik servisit ( Rahimde yara, Rahim
yarası) kadın doğum muayenelerinde çok sık görülen bir
problemdir. Tıbbi olarak “servikal erozyon” diye adlandırılır. Servisit
kelimesinin anlamı rahim ağzı iltihabı, enfeksiyonudur.
Rahimağzında yara rahim ağzını kaplayan normal epitel
hücrelerinin kaybolup daha kırmızı olan rahim kanalındaki endoservikal hücrelerinin dışarı transformasyon alanına doğru
uzanarak yayılmasıdır . Bu yayılmış olan hücreler daha çok
kanladığı için kırmızı renkte görülürler ve eğer bir enfeksiyon
da eklenirse kanamaya daha yatkın olurlar. Bu enfekte doku eğer
tedavi edilmez ise müzminleşir ve kronik servisit yani yaraya
dönüşür.
Rahim ağzı yarası kimlerde görülür?
Rahim ağzında yara oluşumunun yaş ve normal doğum sayısı ile doğrudan bir alakası yoktur. Her yaş kadında görülebilmektedir. Rahim kanalının dışa dönmesi ektropion veya eversion olarak isimlendirilmekte olup genellikle kronik servisit ile karışmaktadır.
Rahim ağzı yarası'nın HPV enfeksiyonu ile bir ilgisi var mıdır?
Rahim ağzında yara görülmesi bir enfeksiyonun veya rahim ağzındaki bir hücre değişimini düşündüreceği için mutlaka incelenmesi ve pap smear testi yapılması gerekir. Rahim ağzı yarası mutlaka HPV varlığı anlamına gelmez fakat bu rahim ağzındaki yara görüntüsü sıklıkla HPV enfeksiyonuna bağlı hücresel değişiklere bağlı da olabilmektedir. Hekim mutlaka rahim ağzında yara görüntüsü varlığında bir HPV virüsü enfeksiyonunu da göz önünde bulundurur.
Rahim ağzı yarasının en sık nedenleri nelerdir?
Yaranın tam sebebi kesin olarak bilinmemekle birlikte en sık
sebep serviksi etkileyen enfeksiyonlardır. Klamidya,trikomonaz,
HPV virüsü, gonore gibi enfeksiyonlar tedavi edilmedikleri
takdirde sıklıkla yaraya sebep olmaktadırlar. Diğer sebepler ise
çok sık cinsel ilişki, hormonal değişiklikler ve bazı kimyasal
faktörler ( spermisidler ,prezervatif üzerindeki kimyasallar ve
kremler ) ve sık vajinal duştur. Cinsel birleşme sırasında
penisin yarattığı yada vajinal tampon kullanımının yol açtığı
travmanın risk faktörü olduğu da inanılmaktadır .
Rahimağzı
yarası kadında ne gibi belirtiler verebilir?
Rahim yarası sıklıkla herhangi belirti vermez ve yapılan rutin jinekolojik muayene sırasında jinekolog tarafından saptanır. Buna rağmen bir çok kadında rahimağzındaki yaraya bağlı en sık şikayet devam eden kokusuz, kaşıntısız bol miktarda beyazımtrak olan akıntılardır. Eğer yara büyük ise “spotting” tarzında ara kanamalar veya ilişki sonrası kanamalar sıklıkla görülmektedir.
Rahim ağzı yarası kısırlığa sebep olur mu?
Rahim ağzı yaraları birçok kadında servikal mukusun (rahim ağzı salgısı) değişmesine sebep olarak spermlerin rahim içine geçişini zorlaştırarak kısırlık problemlerine de yol açabildiği bilinmektedir. Hamilelerde ise vajinal akıntının fazla miktarda olması ve tekrarlayan , tedaviye cevap vermeyen vajinal enfeksiyonlar rahim ağzı yarasını düşündürmelidir.
Servikal Erozyon, Rahimde Yara tanısı nasıl konur? Vajinal Akıntı Kaşıntı ne anlama gelir?
Yaranın tanısı çok kolaydır ve doktor tarafından yapılan jinekolojik muayenede göz ile kolaylıkla konulmaktadır. Mutlaka pap smear testi yapılmalıdır. Smear testinin güvenli bir şekilde alınamayacağı taze kanamalı , çok büyük rahim ağzı yaralarında ,lezyonlarda ve şüpheli yaralarda doğrudan smear testine gerek duymadan kolposkopik inceleme ve kolposkopk biopsi yapılması daha doğrudur.
Rahim ağzındaki yaranın tedavi nasıl yapılır? Tedavide hangi yöntemler tercih edilmelidir?
Yaranın (kronik servisit) antibiyotik veya fitil ile yani bir ilaç ile tedavisi mümkün değildir. Tedavinin prensibi rahim ağzında enfekte olup değişime uğramış dokunun ortadan kaldırılarak (destruksiyonu) o bölgenin tekrar normal rahim ağzı epiteli ile kaplanmasına olanak sağlanmasıdır. Yara tedavisinde kullanılan yöntemler:
-
Koterizasyon (Yakma tedavisi, Elektokoter tedavisi) :
Yara yakma ülkemizde en sık
kullanılan tedavi yöntemidir. Elektrokoter olarak
isimlendirilen bir cihaz ve elektrik yardımı ile rahim
ağzındaki yara olan kısım ısı verilerek yakılır. Ortalama
işlem4- 5 dakika sürmektedir. Yakılan kısım bir süre içinde
(yaranın büyüklüğüne bağlı olarak 1-2 ay) iyileşerek yerini
normal yüzeye bırakır. Hasta işlem sırasında az bir ağrı
hisseder. Genellikle bir anestezi uygulanmasına gerek
yoktur. Yara yakma muayenehane şartlarında kolaylıkla
uygulanabilmektedir. İşlem sonrası bir süre vajinadan fitil
şeklinde ilaç kullanması (genellikle biokadin fitil), havuz
–denize girilmemesi ve yaklaşık 1 ay kadar süre cinsel
ilişki kısıtlaması gerekmektedir. Yakma işlemi sonrası ilk
ay kadınlarda kanlı veya sulu akıntı veya az miktarda ara
kanama gibi şikayetler sıklıkla görülmektedir.Özellikle
doğurmamış kadınlarda rahim kanalında daralma yapabileceği
ve kısırlığa sebep olabileceği için yakma en son seçenek
olmalıdır.Başarı oranı diğer yöntemlerde olduğu
gibi% 80-90’dır.
-
Kriyoterapi (Yara Dondurma ):
Uzun bir
çubuk ile rahim ağzındaki
yara olan kısmın “Nitrous oxide gazı” ile dondurulup
dokunun harap edilmesi işlemidir. Muayenehane şartlarında
yapılabilen kolay, risksiz, ucuz , hızlı ve yan etkileri az
olan bir işlemdir. Ağrısı olduğu için lokal veya genel
anestezi genellikle gerekmemektedir. İşlem ortalama 3-5
dakika sürmekte olup hasta için epey konforlu bir metodtur.
İşlem sonrası bir süre vajinadan fitil şeklinde ilaç
kullanması (genellikle biokadin fitil) ,havuz –denize
girilmemesi ve 1 ay kadar süre cinsel ilişki kısıtlaması
mutlaka gerekmektedir. Tedavi sonrası genellikle uzun süren
akıntı sıklıkla görülür. Vajinal akıntı ve bazen de kaşıntı
olabilmektedir, endişe yaratmamalıdır. Tedavinin başarı
şansı diğer yöntemlerdeki gibi %8 0-90 'dır. Kriyoterapi
tedavisinin başarısızlığın en sık nedeni yaranın kriyoterapi probundan daha büyük ve geniş olmasına
bağlıdır. Bunun için büyük ve geniş yaralarda tercih
edilmez, istenilen sonuç alınmaz. Unutmamak gerek ki,
doğurmamış kadınlarda rahim ağzında daralma yapmayacağı için
ilk tercih edilen yöntem olmalıdır. Kısırlık veya
doğurganlığı olumsuz etkileme gibi bir riski yoktur.
- Lazer tedavisi (laser tedavisi): Üllemizde çok sık kullanılan bir yöntem değildir.CO2 lazer tedavisi kriyoterapi için büyük olan yaralarda doğurmamış hastalarda etkilidir. Bunun dışında diğer yöntemlere belirgin herhangi bir üstünlüğü yoktur ve epey pahalı bir yöntemdir. Lazer tedavisi basit bir lokal anestezi ile muayenehane şartlarında kolaylıkla yapılabilinir.Lazer tedavisi sonucu oluşan ve istenmeyen en sık komplikasyon uzun süren kanamadır.Bu tedavi şeklinin başarı şansı diğer yöntemlerde de olduğu gibi %80-90 'dır.